İŞTE İNSAN – 18.07.10
Yasemin SALİH
yasemin.salih@sabah.com.tr
Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kapısında yazan meşhur sözü, iş hayatına uyarlayarak “her profesyonel bir gün işsizliği tadacaktır” demişti bir kariyer uzmanı. Gerçekten de kimini yolun başında kimini de zirvede yakalıyor işsizlik. O ya da bu şekilde kapıyı çaldığında, kariyerinin ‘üst’ basamaklarındaki bir yönetici için hiç de kolay yaşanmıyor bu süreç.
Bu süreci yaşamış, işsizlik denen talihsiz dönemi kariyerlerinin –nispeten- ileri noktalarında tecrübe etmiş yöneticilere sorduk... Nasıl geçti, ne yaptınız da atlattınız, ne dersler çıkardınız, hangi tecrübeleri edindiniz diye...
Sorularımızı yönelttiğimiz profesyonellerin bir kısmı iş görüşmeleri yürütüyordu, kimi uzun zamandır haber bekledikleri şirketten olumlu yanıt alıp yeni işlerine başlamanın heyecanını yaşıyordu. Üst düzey yöneticilerin nasıl iş aradıklarını, nerede hata yaptıklarını, beyin avcılarıyla mülakat yapmanın etkili tekniklerini vs. irdelerken, bahar aylarından bu yana ortaya çıkan yeni bir trend de keşfettik: İşsiz kalan yöneticiler arasında -Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere Körfez ülkeleri, Mısır gibi- Türkiye’nin yakın çevresindeki ülkelerde hem Türk hem de yabancı sermayeli şirketlerde çalışmak ciddi alternatif haline gelmiş.
Yüzlerce yönetici işsiz
Şirketlere “yeni kariyere geçiş” (outplacement) konusunda hizmet veren en eski şirketlerden biri olan E&E Group’un ortağı Cihangir Erdem, 2009 başından bu yana orta ve üst düzeyde “yüzlerce yöneticinin işsiz kaldığını” söylüyor. İlaç, otomotiv, hızlı tüketim ve inşaat, yönetici tensikatının en çok yaşandığı sektörler. “Otomotivde özellikle satış müdürleri işinden oldu. İlaçta ise birleşmeler ve yeni düzenlemelerle her pozisyondan yönetici dışarıda kaldı” diyen Erdem, kendilerinden danışmanlık hizmeti alan yönetici sayısında ciddi artış kaydedildiğini ifade ediyor.
Erdem’e göre süreç şöyle işliyor: İşsiz kalan yönetici önce “neden ben” sorusuyla boğuştuğundan yeni bir iş düşünmekten epey uzak duruyor bir süre. Bu durumun “otoritenin elden gitmesinin üst düzey yöneticilik yapmış bir insanı çok yaralayan bir durum” olmasıyla açıklıyor Erdem. Özellikle erkeklerde mahalle baskısının epey sorun yarattığını ve travmatik sonuçlar doğurduğunu ekliyor: “Hayal kırıklığı ve öz güven kaybı yaşanıyor. Biz bu durumu, ‘ben değerliyim, şirket kaybetti’ psikolojisine çeviriyoruz öncelikle. Başarılarını, yetkinliklerini ortaya çıkarıyoruz. Özgeçmiş ve mülakatlara ağırlık veriyor, yakın çevreleriyle irtibat kurmalarını sağlıyoruz.”
“Sorgulamayla zaman kaybetmeyin”
Üst düzey yöneticilere bir süredir “yeni kariyere geçiş (outplacement)” hizmeti de veren beyin avcısı Tim Bright’a göre bazı yöneticiler, kendilerine ‘şok’ durumundayken başvuruyor. Aynı anda en fazla iki-üç kişiye danışmanlık yaptıklarını anlatan Bright da, ilk toplantılarında zihinlerinin genellikle “neden şimdi” ve “neden ben” sorusuyla meşgul olduğunu aktarıyor: “Kızgın oluyorlar. Yıllarını bir şirkete verdikten sonra tam meyvelerini alacakken bunun başlarına gelmesini hazmetmeleri zor oluyor.”
Ancak bu durumun ciddi bir enerji ve zaman kaybı olduğunu düşünen Bright’ın ilk işi, yöneticinin finansal durumunu ortaya çıkarmak. Çocukların okulu, acil ödenmesi gereken faturalar gibi finansal açıdan aceleci davranılması gereken bir durum olup olmadığı önce anlaşılmaya çalışılıyor. Buna göre bir yol haritası çıkarılıyor. Kişinin değerleri, motivasyonu, mutlu ve mutsuz eden unsurların neler gibi sorularla yol haritasının hazırlıklarına başlanıyor. Yönetici bundan sonra ne yapmak istiyor, teknik bir role mi daha yatkın, parasal olarak hedefleri neler, prime mi yoksa baz maaşa mı önem veriyor türünden soruların yanıtlarıyla harita belirginleşiyor.
“Masanın yönetici tarafındayken mülakatlar yapmıştım, hiç arayan ben olmamıştım” diyor ismini vermek istemeyen üst düzey bir yönetici. Otomotiv sektöründe bir şirketin genel müdürüyken işsiz kaldığında bir CV’sinin olmadığını fark etmiş. O da hemen bir danışmanın kapısını çalmış. “Ne yaptın, neye odaklandın, seni anlatırken neler öne çıkmalı” türünden soruların olduğu bir testin ardından “başarı odaklı” bir yönetici profili çizdiği için CV’sinde bunu ön plana çıkarmış. Çevresindeki referans olabilecek kişileri haftada birkaç kez arayan yönetici, dört aylık arayışın sonucunda yeni bir işe başlamış. Bir denizcilik şirketinde birkaç hafta önce CEO olarak göreve başlayan bu kişi iş arayanlara şunları tavsiye ediyor: “ Hayal kırıklıklarını ve paniği bir yana bırakın, hemen bir danışmana gidip plan yapın. Seçici davranın.”
Tim Bright’a göre iş arayan yönetici -tıpkı bu örnekteki gibi- “aktif olmalı, yakın çevresini işin içine katmalı zire işe yerleşmelerin yüzde 75’i bu yolla gerçekleşiyor”. Bright artık üst düzey yöneticilerin İnternet üzerinden başvuruda bulunabildiklerini, bunun yadırganmadığını da vurguluyor. “Birilerinin bir şekilde sizden bahsetmesi gerek ve bunu ancak kendinizi insanlara hatırlatarak yapabilirsiniz” diyen beyin avcısı ekliyor: “İş bulmanın en hızlı yolu, referanstır!”
Pozisyonu kaybetmemek için gidiyorlar
Kriz döneminde işsiz kalan yöneticilerin, yurtdışında iş yapan Türk şirketleriyle gurbete gitmesi, Kasım 2009 civarında ortaya çıkan bir trenddi. 2010 Mart’ından itibaren bu trendin iyice ivme kazandığını ifade eden MSearch Danışmanlık Hizmetleri ortağı Barbaros Eneç’e göre finans dışında kalan hemen hemen tüm sektörlerde bu eğilimin artış gösterdiği saptamasını yapıyor. Çevre bölgelerde Türk yöneticilere ilginin arttığını vurgulayan Eneç, Körfez sermayeli orta ölçekli şirketlerden çok talep geldiğini ve yine bölge ülkelerde yatırım yapan Türk şirketlerinin de operasyonlarının başına geçirmek üzere tecrübeli yönetici istediğini ifade ediyor. “Geçenlerde Mısır’da yatırım yapan elektrik ve elektrik ürünleri sektöründen yabancı bir şirket, CEO pozisyonu için Türk yönetici aradığını bildirdi örneğin” diyor Eneç.
İşsiz yöneticiler de –özellikle genel müdür ve direktör seviyesindekiler- aynı pozisyonda Türkiye’de iş bulma ümitleri azaldığından ya da farklı bir deneyim edinmek adına, bu tekliflere sıcak bakıyor. Barbaros Eneç, yönetici için pozisyonun ve ücretin değişmediğini ancak söz konusu şirketlerin nispeten daha küçük ve üstlenilen sorumlulukların biraz daha az olduğunu ifade ediyor. Bahardan bu yana üst düzey yöneticiler arasında en çok tercih edilen ülke de Azerbaycan. Eneç, “Artık bu ülkelerde çalışanlara, eskiye oranla daha zayıf paketler sunuluyor. Yine lojman, yol ve konaklama karşılanıyor ama bu paketlerde lüks yok” diyor.
YÖNETİCİ ÖYKÜLERİ
“Başka bir işe başlamışım gibi davranıyorum”
Özlen Yalçınkaya
Yaklaşık bir ay önce Pfizer’daki Stratejik Ortaklıklar Direktörlüğü görevimden ayrıldım. Bu süreç, mezun olduğunuzda iş aramaktan çok farklı. Şirketler yöneticileri seçerken daha dikkatli davranıyor. Öte yandan tecrübeniz arttıkça sizin de seçici davranmanız mümkün oluyor. Önce bir değerlendirme yaptım, “neredeyim, ileride ne yapmak istiyorum” diye.
Sabah uyandığımda yeni bir işe başlamışım gibi davranıyorum. İş aramaya da stratejik planlama konseptinde yaklaştım. Pozisyonum, planlarım, nasıl bir yolda ilerlersem bu planları gerçekleştireceğim gibi konuları belirledim. Çok okudum, farklı sektörler araştırdım. Hangi sektörlerde şansım olur diye baktım. Bir danışmanla birlikte dışarıdan nasıl göründüğümün farkına vardım. İlaç sektöründe devam etmeye karar verdim.
10 yıldır Pfizer’dayım ama çok farklı görevlerde bulunduğum için bir özgeçmişim hazırdı. Buna, beni anlatan bir broşür gibi baktım. Bugüne kadar elde ettiğim çevremdeki kişilerle görüştüm ve iletişimimi hiç koparmadım. Evimdeki çalışma odamda, iş aramak üzere çalışıyorum. Bir öncekine benzer bir pozisyonda çalışmak istiyorum. Benim için önemli olan kısa vadeli getiriler değil, 20 yıl sonra beni olmak istediğim yerlere taşıyacak fırsatlar çıkmasını önemsiyorum. “Şirket bana ne katacak” sorusunun yanıtı önemli. Uluslararası bir şirkette ya da uluslararası hedefleri olan ve topluma fayda sağlayan bir Türk şirketinde üst düzey yönetici olmak istiyorum.
“İşsiz kalacağımı hayal etmiyordum”
Kaan Kahveci
Lafarge Türkiye’nin CFO’suydum. Şirket Türkiye operasyonlarını Oyak’a satınca bütün üst düzey direktörler işten ayrıldı. Ocak ayından bu yana iş arıyordum. Şirketim beni bir danışmanlık şirketine yönlendirdi. 12 yıldır aralıksız çalışıyordum ve son iki yıldır da sadece bir gün izin kullanmıştım. İşsiz kalacağımı asla hayal etmiyordum. Bu dönemin bir artısı oldu, uzun zamandır zaman ayırmadığım dostlarım ve evle ilgili konularla ilgilendim. Üye olduğum derneğin toplantılarına katıldım, sahip olduğum çevrede kimleri arayabilirim diye düşündüm.
Bir beyin avcısı listesi oluşturdum kendime. 8 - 10 kişiyle görüştüm. Bir yandan da yakın çevremle görüşmeye başladım. Ne genel bir CV’m vardı ne de mülakat konusunda tecrübem. Önceki işimde, iş tekliflerini geri çeviriyordum. İlk mülakatlarda kendimi anlatmak konusunda eksiklerimi keşfettim, sonra giderek kendimi daha doğru aktarabileceğim bir format oluşturdum. Sonunda istediğim gibi bir iş çıktı karşıma. Bunge’nin CFO’su olarak dün işe başladım. Bence iş ararken ne istediğinizi bilmeniz gerekiyor. Finansın ön planda olduğu bir şirkette finans yöneticisi olmak istiyordum. Ama bana uymasa da hep ilk görüşmeleri yaptım. O şirkette benim yerim ne olacak sorusuna verilecek yanıtı çok önemsedim. Açık konuşayım konumumu önemsedim, bir adım geri atmak istemedim. Paniğe kapılıp yanlış adım atmaktansa hedefe sabit kalmayı tercih ettim.
“Kendinizi satılabilir bir ürün haline getirin”
Serhat Satır
20 yıllık çalışma hayatım boyunca sadece bir günlük işsizlikler yaşamıştım. Cadbury’de ürün yöneticisiydim, şirket Craft’la birleşince en uzun süren işsizliğimi yaşamış oldum. İşten ayrıldığımda ve şirket elime bir outplacement broşürü verdiğinde doğrusu ne yapacağımı bilmiyordum. Dört kez görüşmeye gittim. Özgeçmişimi yeniden şekillendirdik. Özetle kendinizi satılabilen bir ürün haline getiriyorsunuz. Bu arada evde çocuklarla ilgilendim. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü mezunuyum ama hukuk çok ilgimi çektiğinden İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ikinci sınıf öğrencisiyim aynı zamanda. İşsizlik günlerimde finallere çalışma fırsatım oldu. Bitirince avukatlık da yapmayı düşünüyorum. İş ararken uzman olduğum hızlı tüketim sektöründe yeniden yapılanma konusunu ön plana çıkardım. Kendi kendime “iş bulamazsam danışman olurum” diyordum ama çok uzun sürmedi, iyi bir referansla Ülker’de İş Geliştirme Grup Müdürü olarak başlamak üzere anlaştık.
ÖNERİLER
Beyin avcıları külyutmaz
Görüştüğümüz yöneticilerin büyük bölümü, beyin avcılarıyla mülakat konusunda deneyimli olmadıklarını söylüyor. Peki 20 yıl bir şirkette çalıştıktan sonra bir beyin avcısıyla karşı karşıya geldiğinizde kendinizi nasıl anlatırsınız? Üst düzey yöneticiler yerleştiren Heidrick & Strugles Türkiye Genel Müdürü Ayşegül Aydın, bu konuda şunları söylüyor:
“Yöneticiler geçmiş başarılarını anlatarak beyin avcılarını etkileyebilirler. Hangi şirkette nasıl bir görev yaptığı, ne gibi projeler üstlendiği zaten o kişiyi anlatıyor. CV, yüzde 85 gösteriyor kişiyi. Bunu yaparken net ve dürüst olmak gerek çünkü beyin avcıları pek külyutmaz.”
Kendi alanında uzmanlaşmış ve tepelere ulaşmış kişilerin şansı daha yüksek. Ama sürekli sektör ve alan değiştirmiş, belli bir alanı uzmanlık konusu elde edememiş kişilere çok faydamız olmuyor. Bana göre başarılı ve iddialı kişiler, uzun süre işsiz kalmıyor zaten.”
4P Kuralını takip edin
One World Consulting ( www.oneworldconsulting.com ) Türkiye Genel Müdürü Tim Bright, iş arayan yöneticilere 4P kuralıyla hareket etmelerini tavsiye ediyor. Bu proaktif, pozitif, sabırlı (patient) ve inatçı (persist) kelimelerinin İngilizce baş harflerini içeren bir kurallar bütünü.
Farklı tip beyin avcılarının nasıl çalıştıklarının incelenmesi gerektiğini vurgulayan Tim Bright, şu noktalara dikkat çekiyor:
• Beyin avcıları çok derin araştırma yapar. Onlar için son beş-on yıl içinde neler yaptığınız önemlidir. Net olun, abartmayın. Geçenlerde aynı şirketten üç ayrı yönetici, aynı projeyi kendisinin yaptığını söyledi. İçlerinden ikisi yalan söylüyordu yani.
• Beyin avcısı, her zaman firma tarafından bakar, müşterinin ne istediğini dikkate alır.
• Önceki iş yerindeyken aldığınız ücreti abartmayın, beyin avcıları bunu bilir. Beklediğiniz ücreti söylerken de abartmayın. Bazen yönetici gelip abartılı bir rakam söylüyor, ‘kesinlikle olmaz’ dediğimizde de birkaç birim aşağı iniveriyor, bu da o yönetici açısından güvensizlik doğuruyor.
• Önceki işten neden ayrıldığınızı net şekilde anlatın.
• Beyin avcılarına çok soru sorun, çünkü çok şey bilirler.